Yazıcı ve Sarf Sektörü Üzerine Latifeli Kehanetler
Bu yazımda hiç girizgah kullanmadan doğrudan konuya giriyorum, aksiyonun içine direkt daldığınız aksiyon filmleri gibi. Bu yazı, yıllar evvel yazıcı ve sarf sektörü ile alakalı değerlendirme ve kehanetlerimi yazdığım bir yazıdır. Bugüne dair notlarımı da ekleyip güncel bir şekilde paylaşmak istiyorum. Yorumlar çok kıymetli.
Bu yazımda hiç girizgah kullanmadan doğrudan konuya giriyorum, aksiyonun içine direkt daldığınız aksiyon filmleri gibi.
Bu yazı, yıllar evvel yazıcı ve sarf sektörü ile alakalı değerlendirme ve kehanetlerimi yazdığım bir yazıdır. Bugüne dair notlarımı da ekleyip güncel bir şekilde paylaşmak istiyorum. Yorumlar çok kıymetli.
Yazıcı ucuzdur, toneri pahalı (kartuşları da toner olarak adlandıracağım).
Yazıcı satışından zarar edersiniz (ya da çok düşük kar), toner satışından yüksek kar beklersiniz (ama elde edemezsiniz).
Üretici/Satıcı açısından;
Yazıcı bir truva atıdır. O yazıcı ki, bir şekilde evden/ofisten içeri girmeye görsün... Ömrü billah bağımlısı eder, düzenli dozlarda müşteriyi bağlar size. Bağlar ama tek satıcı siz değilsiniz. Ne güzel hesap yapmıştınız oysa, yazıcıda rekabeti yakalayıp, müşterinin beklemediği bir fiyata ona sunmayla işi alıp, toner bittikten sonra karlı karlı yazıcı parasını çıkaracaktınız....
O iş öyle olmuyor. Sanki orijinal toner rekabetine girmemiş, rakiplerinizle çarpışmamışsınız gibi, bir de muadil tonerci, dolumcu direnişçilerle mücadele ederken buldunuz kendinizi. Nerede karlılık? Var, az biraz kalmıştı şuracıkta. O da satış sürecinde geçirdiğim mide rahatsızlığı için doktorumun yazdığı ilaca gitti. Hayırlı olsun.
Tüketici açısından;
Yazıcı bir ihtiyaç sebebiyle alınan bir çevre birimidir. Elma gibi. Canınız elma çeker, gidip alırsınız. Alayım da şurada dursun, belki lazım olur demezsiniz. Yazıcı da öyle, evde öğrenci varsa, bir ofiste çalışıyorsanız, hibrite dönmüşseniz, evden çalışıyorsanız eğer, o yazıcı alınacak (o kedi buraya gelecek). İster tek fonksiyonlu olsun, ister renkli ve çok fonksiyonlu olsun, hangi bıdı bıdılı özelliğe, hangi bol bol sıfırlı fiyata sahip olursa olsun. O yazıcı alınacak arkadaş.
Mağazaya sanal ya da fiziki yöntemle girilir. Fiyatlara bakılır. Pazarlık yapılır. Y da alıştık artık, düzenli "kampanya" vardır. Yazıcı alınır. İlk haftalar güzeldir. "tıııırrttt" diye çıkan o sesi seversiniz. Fakat kısa sürer. Demo toner bitmiş, yazıcınızın kırmızı ışığı yanmıştır. Toner bitti. E daha yeni almıştık ya, ne ara bitti bu toner? Neyse. Araştırmalar toner konusu üzerine devam eder (Tabii yazıcıyı almadan evvelki fizibilite çalışmasına sarf malzemelerini dahil etmemişseniz). Fiyatlar araştırılır. Mal da yeni ya, yeni arabayı AVM yıkamacısında yıkatmak gibi, orijinal toner fiyatlarına bakıp, sağ elinizi ağzınıza götürmek suretiyle, gözlerdeki şaşırma ifadesini, ağızdan çıkan "yookk arrrtıkk" sözleriyle, yazıcıyı aldığınız güne selam gönderip, konuya geri dönersiniz.
Kartuşta durum benzer. Toner kadar pahalı değildir. Ama planı yaparken "az çıktı alırız yaa" demişseniz, o kartuş hemen bitmiştir.
Mürekkep tanklı yazıcıda mürekkebi ne zaman aldığınızı unutursunuz.
Tonerli konuya geri dönüyorum. Evet. O truva atıydı. Yazıcı sadece sizi bağımlı yapmak için, mürit yapmak için atılmış bir olta ucundaki yemdi.
İşte burada insan zekası devreye giriyor. Toner dolumu, muadil toner (ya da sair adlar altındaki alternatif sarf malzemesi). 1500 TL'lik orijinal toneri 150-200 TL'lere alabilirsiniz. Daha da altına doldurtabilirsiniz. Ama ne kadar kaliteli olur. O orijinalin verdiği baskı kalitesini, renk doygunluğunu ne kadar verebilir. Sizi anneniz gibi sevebilir mi?.. Dolumcular linçlemesin ama ben doluma karşıyım. Kalitesiz, sağlıksız, sürekliliği yok. Muadile devam.
Yazıcı ve sarf üreticisi markalar, muadil ve dolumu engellemek için tonerlerine çipler, yazılımlar yüklediler. Yazıcılarını garanti dışı bıraktılar. Ama müşteri yine yılmadı. Kendi yolunu buldu (Her zaman bulur. Su ve müşteri ilişkisi hususunda bir şeyler yazmak lazım.). Bu yazıma konu olan kehaneti zihnime nakşettirdi.
Üreticiler!.. Siz ne yaparsanız yapın, her şartta müşteri su gibi kendi yolunu bulur, serin sulara kavuşur.
Muadil toner, dolu toner bitmez. Bitirilemez. Bu fiyatlama sistemi ile, bu düzen ile bu iş bitirilemez. Mümkün değil. Peki bu devran böyle mi güdülecek? İlla gitmeli mi bu diyardan? Hayır. Böyle gütmeye de gerek yok, gitmeye de.
İnancım şu:
Yeterince diplere inmiş yazıcı fiyatları (kur farklarını gündem dışında tutalım), kademeler halinde yükseltilecek. Yazıcı satarak para kazanılabilir hale getirilecek. Gerçi ilgili markalar zincir marketlere verdikleri ürünler gibi, arada indirim iskonto başlıklarıyla pazardaki diğer satıcılara da el altından destek vermeseler ve satıcılar belli olsa, fiyatlar bu kadar karmaşık hale gelmezdi de, neyse...
Sarf malzemeleri serbest bırakılacak. İsteyen muadil, isteyen dolum toner kullanabilecek. Ama bir fark ile.
Nasıl ki Apple, kendi ürünleri için ürettiği aksesuarlar dışında, bazı markalara lisans verip (satıp), cihazlarına uyumlu alternatif markalı aksesuarlar ürettiriyorsa (mfi), yazıcı markaları da kabul edilebilir bir lisans ücreti ile, "marka onaylı muadil toner" işine destek verecekler, vermeliler. ABC marka toner, H ile başlayan markanın tonerini üretebilecek, ambalaja "H onaylı" ibaresi koyarak, orijinalin alternatifi olarak ürün satabilecek.
Bu onay hem ürünün belli bir kaliteye sahip olduğunu belgeleyecek, hem de tüketici güvenini kazanacak.
Marka, orijinal tonerden kaybettiği satışı, lisans geliri ile geri alacak.
Sonuç olarak, tüketici mutlu, marka mutlu, satıcı mutlu olacak. El ele tutuşup kırlarda koşuşturabilecekler.
15 Kasım 2023 tarihli ekleme:
Geldiğimiz noktada yukarıdakilerden gerçekleşenleri henüz görmedim. Ama fikirlerimde değişiklik yok. Çoğunlukla dijitalleşen iş süreçleri sonunda ve yeşili koru, doğaya saygılı ol projelerinden sonra baskı işi değişmeye, pazar da ister istemez küçülmeye başlayacak. Bu iş öyle ya da böyle buraya dönecek. Yakın zamanda yaptığım müşteri yönelimi anketinde de sonuçlar muadil sarf malzemesi satışlarının çok fazla arttığını ve artmaya devam edeceğini gösteriyor. Excel tablolarında rapor pivotlayıp, yurtiçi ve yurtdışı ziyaretlerinden fırsat bulurlarsa belki ülkemizdeki sarf malzeme pazarı için yeni bir şeyler denerler. İlk yapan kazanır.
0 Yorum